1857 Paris antlaşmasından sonra kapanan Osmanlı Tersanelerinden biri olan Sinop Tersanesi’de cezaevine dönüşmüştür.
Cezaevi geleneği olarak bilinmekle beraber aslında modelciliğin tersane geleneği olduğu sanılmaktadır. Tersanede gemi yapımının yanı sıra çalışanların boş zamanlarını değerlendirmek için yaptıkları yelkenliler cezaevinde özgürlük simgesi olarak benimsenmiş ve mahkumların en güzel uğraşları olmuştur.
1940’lı yıllarda cezaevinde “kotracılık” adı altında yaygınlaşan bu uğraş, Sinop’lu mahkumların tahliye olduktan sonra bu işi devam ettirmeleri ve çevrelerinde özellikle gençlerin ilgisiyle oldukça yayılmış. O zamanlar hemen hemen her ailede kısıtlı imkanlarlada olsa bir “kotra” yapan varmış.
Böylece “kotra” lar evleri ve işyerlerini süslemeye başlamış, hatta limana gelen yolcu gemilerinin aranılan hediyelik eşyası olmuştur.
Zaman içinde belkide gereken değişimi yapamadığından yada ekonomik sebeplerden ötürü “kotra” yapan insanların sayısı oldukça azalmış. Günümüzde “kotracılık” yerini daha güzel, teknik ve sanatsal olarak modelciliğe bırakmıştır.